Dev Avcısı Jack |
3D özelliğiyle 22 Mart’ta Türkiye’de
gösterime giren Dev Avcısı Jack, fantastik türünü sevenlerin kaçırmak
istemeyecekleri bir projeye benziyor. Fantastik seyretmeyi tercih etmeyen biri olarak işin içine 3D girince ve bu türden de uzak
kalmamak adına sinema salonunun yolunu tuttum. 114 dakikalık filmin yönetmen
koltuğunda Bryan Singer oturuyor. Bu ismi daha önceden “Usual Suspects” ve “X-Men”de
duymuştuk. “Usual Suspects” deyince hemen merak artıyor, değil mi? Geniş senaryo
kadrosunda ise Darren Lemke, David Dobkin, Christopher McQuarrie yer alıyorlar.
195 milyon $ bütçeli ABD yapımının oyuncuları şöyle: Nicholas Hoult,
Eleanor Tomlinson, Ewan McGregor, Stanley Tucci, Ian McShane. Hasılatı şimdilik
93 milyon $ kadardır.
Beklenmedik anda prenses
Isabella’yı kurtaran genç çiftçi Jack’in yolu prensesle tekrar kesişir. Fakat rüya uzun sürmez. Zira sihirli fasulyelerin yeşermesiyle Devler ülkesine bir sırık
uzanır. Devler aşağı inip hem krallığı elde etmek hem de tüm insan ırkını yemek
ister. Isabella şimdi devlerin elinde tutsaktır. Kral McShane, en iyi
şövalyelerini prensesi kurtarmak adına görevlendirir. Jack de gönüllü gider.
Fantastik türünde sıklıkla aynı
cümleyi sarf ederiz: Senaryoda kopukluklar vardır ve karakterler yeteri kadar
detaylandırılamaz. Dev Avcısı Jack’te de aynı şeyle rastlaşıyoruz. Ekip kalabalık
olmasına rağmen çok güçlü senaryo yok. Gayet basit bir hikaye var: Prensesi
kaçıran devler ve onu kurtarmaya çalışan fakir bir oğlan. Sonucu zaten sinema
salonuna girmeden önce tahmin edebiliyorsunuz. Soru işaretine yer bırakmıyor, merak ve heyecan da uyandırmıyor. Peri
masallarındaki iyiler ve kötüler bu sefer insanlar ve devler olarak ayrılıyor.
İnsanlar barış peşinde koşuyorlar. İçlerinde elbette kötü olanlar var. Onları da
fiziksel ve davranış olarak olumsuz gösteriyorlar; tıpkı devler gibi. Keşke
devleri kötü sınıfına koyarken iğrençlikleri eklemeselerdi. Zaten
görüntü olarak bunu sağlıyorlar, ne gerek var ki iğrençlik yapmaya? Karakterleri
yeteri kadar tanıma ihtiyacı da duymuyorsunuz. Sadece iyi ya da kötü sınıfına
sokmak yeterli geliyor. Zaten fiziksel olarak da gösterdiği için ekstra
bir şeye gerek kalmıyor.
Görselliğe gelirsek, teknolojinin
nimetlerinden güzelce faydalanılıyor. 3D’yi fantastik dışında seyretmek zaten
anlamsız bir hal almaya başladı. Renk kullanımı hayli başarılıdır. Zenginliği
ve yüksek sınıfı göstermek adına altın sarısı tercih edilirken devleri ve
kötülüğü yansıtmak adına mat ve gri tonları belirlenmiş. Mekan, kostüm tasarımı
olması gerektiği kadar göze çarpıyor; ne eksik ne de fazla. Zaten 3D hayli
büyülüyor, detaylarla fazla ilgilenmiyorsunuz.
IMDB’den 6.6 alan projenin oyuncu
kadrosunda performansı tatmin eden üç oyuncu vardı: Ewan McGregor, Stanley
Tucci, Ian McShane. Üçü de yardımcı rollerde oyuncu kadrosunu ayakta
tutuyorlar. Genç oyuncular ise vasata yakın beceriye sahipler. Zaman zaman
bıkkınlık getirdiler. Neyse ki yardımcılar kurtarıyordu.
Seyretmeli mi? Görsellik için
evet fakat senaryo, oyunculuk, kurgu arayacak olursanız yan salondaki filmlere
göz atmanız gerekebilir (Sabit Kanca’dan bahsetmiyorum tabi ki).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder