Hayli olumlu geri dönüşler
ardından Altın Küre adaylığıyla ilgiyi üzerine çeken Frances Ha, 27 yaşındaki
bir dansçıyı anlatmaktadır. Yönetmenliğini “Margot
at the Wedding” filmiyle tanıdığımız Noah Baumbach üstleniyor. Dram
komedinin senaryosu Baumbach'la beraber Greta Gerwig’e aittir. 86 dakikalık ABD
yapımının baş rollerini Greta Gerwig, Michael Esper, Adam Driver, Grace Gummer
paylaşıyorlar. Türkiye’de Kasım başında gösterime girmişti.
Frances, dansı seven ama işinde
pek dikiş tutturamayan 27 yaşında bir dansçıdır. Çalıştığı dans topluluğunda
asıl kadroya geçememesi onu çeşitli işlere yönlendirse de hayatı yola giremez.
Gene de umudunu yitirmez çünkü onun tek isteği mutlu yaşamaktır. Dayanağı,
dert ortağı ev arkadaşı Sophie’dir. Ancak Sophie, çok istediği bir yere
taşınmak isteyerek Frances’i yarı yolda bırakır, dostluklarına çelme takılır. Hayat şimdi Frances için yeniden başlayacaktır.
Siyah beyaz görselliğiyle ilk
başta hangi yılları içeren bir hikaye izlediğinizi anlamakta güçlük çekseniz de
yönetmen size kısa sürede günümüzün vazgeçilmezlerini sunarak yardımcı oluyor.
Son zamanlarda izlediğim belki de en doğal, en gerçekçi filmlerden biridir.
Frances Haliday, modern yaşamın, telaşenin, çıkarların ortasında 2000li yıllara
hiç de yakışmayan (!) saflıkta nefes alıyor. Sadece mutlu olmayı istiyor.
Hedefleri büyük değil. Mesleği olan dansçılıkta kariyer yapmak, sevdiği
arkadaşı Sophie’yle zaman geçirmek, bir de karnını doyurabilmek. Önüne çıkan
tüm olumsuzluklara hem şaşırıyor hem de nefes alıp çocuksu olmasa da yaşına
göre beklenmeyecek bir sakinlik ve doğallıkla cevap verebiliyor. Dansçıların
genel fiziki özellerine göre Frances’ın biraz daha form dışında olduğunu göz
önüne alırsak, sanki kabına sığmayan bir çocuk gibi duruyor. Hem yaşı
tavırlarıyla eş değil, hem de fiziği dansçılıkla birebir örtüşmüyor gibi. Bu
ikilem,çatışma yerine size dram komedilik sahneler sunuyor.
Yaratılan tüm karakterler
olabildiğince gerçekçi yansıyor ekrana. Günümüz hayatında insanlar kendi
çıkarları, arzuları için tercih yapıyorlar. Sophie, daha iyi bir yerde yaşamak
için Frances’ı terk edebiliyor; Frances’ın Sophie’yi bırakmamak uğruna yaptığı
özveriye rağmen! Sophie’ye zaman zaman öfke duyabiliyorsunuz. Sebebi ise
Frances karakterinin fazla durağan ve kabullenici olmasıdır. Sophie ve Frances
dışındaki karakterler de hayatı tıpkı gerçekteki gibi yaşıyorlar. Yani evde
nasılsanız, onlar da öyle; çekinmeden. Yönetmenin kamerası bu açıdan sizi
tatmin ediyor. Renklerle ilginizin dağılması yerine siyah beyazlıkla hayatın
tüm çıplaklığını sunuyor.
IMDB’den
7.5, Rotten Tomatoes’tan 92 almıştır. IMDB puanının daha gerçekçi olduğunu
kabul etmek gerekir. Vakit hızlıca akıp gitse de zaman zaman fazla doğallığın
verdiği sıkıcılık yüzünüze çarpıyor. Sonuçta her şeyi olduğu gibi aktarılıyor.
Filmlerde müziğin, kurgunun, kamera oyunlarının yaşattığı adrenalin Frances
Ha’da arka planda kalıyor. Oyunculara gelince, Frances Ha’yı canlandıran,
filmin de senaristlerinden olan 1983 ABD doğumlu Greta Gerwig, harika bir
performans sergiliyor. Belki de karakteri kendi yazdığı için sindirerek oynama
şansını yakalıyor. Karakter üstünde hiç sırıtmıyor. Yüzünün aydınlığı, Frances’a
da geçiyor. Yüzünüzde fark edemediğiniz, sebebini anlayamadığınız bir tebessüm
bırakıyor. Bu seneki en iyi kadın oyuncu (komedi/müzikal) dalında Altın Küre
adayıdır. Rakipleri çok kuvvetli olsa da onlarla yarışmak bile güzeldir!
Not: Filmin adının neden Frances Ha olduğunu son sahnede anlayabiliyoruz. Filmi harika özetleyen ufacık bir sahne! Karakterin yaşam tarzını, düşüncelerini de çok net açıklıyor. En beğendiğim sahne oldu!
Çok doğal, çok gerçekçi, keyifle izlediğim bir filmdi.
YanıtlaSilSon sahne ise gerçekten yüzümde bir gülümseme bıraktı
Aynı duyguları yaşatmış, sevindim :)
Sil