Nebraska |
Oscar, Altın Küre, Bafta, Cannes adaylıkları peş peşe gelince, 28 Mart Türkiye gösterim
tarihini bekleyemeden izlemeye koyulduğum Nebraska, hayli samimi bir yol
filmidir. Yönetmen koltuğunda “Sideways” ve “The Descendants” filmlerini çeken
Alexander Payne oturmaktadır. Bob Nelson’ın senaryoyu yazdığı dram komedinin
baş rollerinde Bruce Dern, Will Forte, June Squibb, Bob Odenkirk yer alıyorlar.
120 dakikalık ABD yapımının bütçesi 12 milyon $’ken, hasılatı şimdilik 15
milyon $ civarındadır.
Adı alkolle eş değer anılacak
kadar içmeyi seven Woody Grant, piyangodan büyük ödülü kazandığını öğrendiğinde
Montana’dan Nebraska’ya gitmeye karar verir. Ancak önünde aşılması gereken
sorunlar vardır: Hem çok yaşlıdır, hem ehliyeti yoktur, hem de karısını gitmek
için ikna edemez. İnatçılığından da ödün vermeye niyeti yoktur. Küçük oğlu piyangoya
inanmasa da babasını daha fazla kıramayıp onla Nebraska’ya doğru bir yolculuğa
çıkar.
Alexander Payne projelerinden birkaçını seyrettiyseniz, tercih ettiği sakinliği kabullenmeniz daha kolaydır. Özellikle
son filmi “The Descendants” bu açıdan
Nebraska ile benzerdir. Tabi hikayenin aile ilişkilerini öne
çıkarması ortak yönü artırıyor. Siyah beyaz çekimlerde duygunun her daim daha öne çıktığına inanırım. Aklınızı ne dekor alır, ne renk, ne de manzara. Hikayeye ve karakterlere daha yoğun odaklanma şansı tanır.
Karakterlerin üzerinden devam
etmek gerekirse, ihtiyar Woody ve karısı Kate birbirine hayli zıt
karakterlerdir. Evlilikleri ve iki çocukları, onları bu zamana kadar beraber
yaşamaya itmiştir. Woody, hayatı umursamayan, evliliği tercih etmeyen ama
evlendiği için de bu hayata alışmış bir adamdır. Alkol en büyük sığınağıdır.
İnsanlara hayır diyememesi, herkese inanması ise belki de alkolden daha büyük
bir sorundur. Zira sömürülmeye çok açıktır ve bu yaşa kadar da insanları her
alanda onu kullanmıştır. Artık tek isteği kamyonet ve yeni bir kompresördür.
Kate ise Woody’nin
sömürülmesinden ve alkolünden bıkmıştır. Ancak, evliliği bitirme derdinde
değildir. Woody’i bu hale getiren iyi niyeti olduğunun farkındadır. Küçük oğulları
David, babaya karşı daha ılımlıdır. Belki de asıl acıları abisi çektiği için
David daha hoşgörülü olma şansını yakalayanlardandır.
Nebraska, müzik çalışmasıyla beraber
mizahi yönü hayli yoğun diyaloglarıyla enfes 2 saat geçirmenizi sağlıyor. Yol
hikayelerini sevenlerdenseniz kaçırmamanız gerekir. Aile ilişkileri ve
insanlara karşı güven duygusunun önemi sıklıkla öne çıkarılıyor. Bob Nelson,
filmin sonunu aslında en başından beri saklamıyor. Bize sunduğu ise o sona
ulaşırken aile bağlarının sınanmasıdır.
IMDB’den 7.9, Rotten Tomatoes’tan
92 almıştır. Geri bildirimler Alexander Payne, Bob Nelson ve Bruce Dern'i hayli övecek kadar olumludur. Adaylıkları ise göz kamaştırıcı:
Oscar: En iyi film, yönetmen,
erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, özgün senaryo, görüntü yönetmeni
Bafta: En iyi erkek oyuncu,
görüntü yönetmeni, özgün senaryo
Cannes Film Festivali: E n iyi
erkek oyuncu (kazandı)
Altın Küre: En iyi erkek oyuncu,
yönetmen, film, senaryo, yardımcı kadın oyuncu
Altın Küre ve Bafta’da ödülleri
kapamayan Nebraska’nın Oscar’da şansı çok yok gibi. Bu durum, filmin eksikliğinden değil aslında. Sadece rakipleri Oscar'da hayli cüretliler. Bu denli sakin, yavaş ilerlerken "Gravity", "12 Years a Slave", "American Hustle", "The Wolf of Wall Street"le kapışacak gücü görünmüyor gibi. Gene de 77 yaşındaki Amerikalı
Bruce Dern’i ve 84 yaşındaki Amerikalı June Squibb’i yürekten alkışlamak lazım.
Dern, tüm duygusunu ve minimum miktarda kullandığı jest-mimikleriyle kendine hayran bırakırken, mizahi yönü ağır basan diyaloglarıyla
Squibb, Kate karakterini inanılmaz oynuyor.
çok ağırdı temposu idare eder bir film bence oscar adayı olması garip geldi bana
YanıtlaSilKatılıyorum. Güzel yönleri hayli vardı fakat bu kadar fazla Oscar adaylığı garip.
Sil