1 Mart 2014 Cumartesi

Philomena (2013)

Philomena
Baş rol oyuncusu Judi Dench’le ilgiyi üzerine çeken, Oscar adaylıklarıyla da bu ilgiyi perçinleyen Philomena, yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. 9 Mayıs’ta Türkiye’de gösterime girmesi beklenen dramın yönetmen koltuğunda Stephen Frears yer alıyor. Steve Coogan ve Jeff Pope, “The Lost Child of Philomena Lee” adlı kitaptan senaryoya uyarlamışlardır. 98 dakikalık İngiltere, Fransa, ABD yapımında Judi Dench’e Steve Coogan, Anna Maxwell Martin, Peter Hermann, Michelle Fairley eşlik ediyorlar. 12 milyon $’lık bütçesine karşılık 85 milyon $ hasılat elde etmiştir.

Gazeteci ve yazar Martin Sixsmith, işinin ters gittiği dönemde, bir kadının hikayesiyle ilgilenmeye başlar. Küçük yaşta anne olan Philomena, oğlundan koparılmıştır. Aradan yaklaşık yarım asır geçmiştir fakat Philomena, evlat hasretini dindirememiştir. Martin hikayenin peşini bırakmaz ve yaşlı kadına yardım etmeye karar verir.

Oğlu elinden alınmış gencecik ve yapayalnız bir kadın, hasret ve vicdan azabıyla 50 sene geçiriyor. Vicdan azabının sebebi onu koruyamaması, başkaları tarafından alınması ve bir türlü ulaşamamasındandır. Kimsesizliğin içinde kilisenin ağır koşulları da bunu tetikliyor. Filmde dramı zaman zaman dram komediye yönlendiren “inancı sorgulama” sohbetleri Judi Dench ve Steve Coogan ikilisini sevmenize sebep oluyor. Ayrıca insanların yaşanmışlıklarıyla inançlarının her daim doğru orantıda gitmediğini de gösteriyor. Şöyle ki; gazeteci Martin, araştırmacı ve kuşkulu bir yapıya sahiptir. Mesleğinin gerekliliği olduğu için buna da şaşmamak gerekiyor. Diğer yandan bu kuşkuculuk ve araştırmacılık onu Tanrı’dan uzaklaştırmıştır. Bu doğru orantılı gibi görünse de konu Philomena’ya geldiğinde işler biraz değişiyor. Kilisede yaşayan Philomena, oğlunu gene kilise yetkilileri tarafından kaybediyor. Aradan 50 yıl geçmesine rağmen ne kilisedeki insanları suçlayabiliyor, ne de inancını yitiriyor. Film, inancı çift taraflı sorgulayarak seçimi seyirciye bırakıyor. Bu açıdan ele alınışını başarılı buldum.
Yönetmen Frears, yaşanan dramı duygu sömürüsü yapmadan ekrana aktarıyor. İnanç sorgulamasıyla da ortamı yumuşatarak insanı sıkmayan, boğmayan; aksine merak uyandıran 1,5 saat yaşatıyor. Manzara sahneleri sakinliği korurken; bolca Oscar adaylı, Altın Küre, Bafta ve Grammy ödüllü Alexandre Desplat’ın müzik çalışmaları kendinizi hikayeye kaptırmayı sağlıyor.

IMDB’den 7.8, Rotten Tomatoes’tan 92 alan filme geri dönüşler ise hayli olumlu. Özellikle 51 adaylığa karşın 18 ödül alan 79 yaşındaki Judi Dench, kendine hayran bırakıyor. Steve Coogan hayli geri planda kalsa da uyumlu bir ikili oldukları aşikar. Philomena’nın adaylıkları ise şöyle:

Oscar: En iyi kadın oyuncu, uyarlama senaryo, özgün müzik, film

Bafta: En iyi kadın oyuncu, uyarlama senaryo (kazandı), film

Altın Küre: En iyi kadın oyuncu, film, senaryo


En iyi kadın oyuncuda Judi Dench’in Oscar’ı kazanması ciddi oranda şaşırtır. Sorun Dench’in performansından çok Philomena karakterinin kendisiyle ilgili. Rakipleri arasında bence en arka sırada duruyor. Göze batmayan, hayli sakin, yıllarca kabullenerek umudunu içinde saklayan bir kadın. Ne “Blue Jasmine”deki gururlu ve kibirli Jasmine’e, ne “Gravity”deki güçlü karakter Dr. Ryan Stone’a, ne “American Hustle”daki düzenbaz Sydney’e, ne de “August: Osage County”deki delilik sınırındaki Violet’e benziyor. Kadın oyuncu adaylığındaki durum kesinlikle film adaylığı için de geçerlidir. Müzik ve uyarlama senaryoda ise “Her” varken Philomena’ya heykelciğin gitmesi haksızlık olabilir.

Not: Afiş çok başarısız!


2 yorum:

  1. Kadının her koşulda inanmaya devam etmesine, kimseyi sorgulamamasına izlerken bile dayanamadım. Bu nasıl bir inançtır? Hiç mi hesap sormak gelmez insanın içinden?

    **Afiş konusunda sana katılıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimseyi suçlamaması, her koşulda inanmaya devam etmesi bana da zor geldi. Tabi şu da var. Bu kadın gencecik yaşta kimsesiz savunmasız kalmış. 16 yaşında anne olmuş ve ağır bir baskı içinde kilisede zaman geçirmiş. Sonrası filmde pek anlatılmıyor. Mesela kızının babası veya evliliği. Oğlu haricindeki hayatı tamamen muamma! Peki neden? Geriye kalan sadece koşulsuz inanç.. O hayatı yaşarken başına başka şeyler de geldi mi, belirsiz..

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...