Philomena |
Baş rol oyuncusu Judi Dench’le
ilgiyi üzerine çeken, Oscar adaylıklarıyla da bu ilgiyi perçinleyen Philomena,
yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. 9 Mayıs’ta Türkiye’de gösterime girmesi
beklenen dramın yönetmen koltuğunda Stephen Frears yer alıyor. Steve Coogan ve
Jeff Pope, “The Lost Child of Philomena
Lee” adlı kitaptan senaryoya uyarlamışlardır. 98 dakikalık İngiltere,
Fransa, ABD yapımında Judi Dench’e Steve Coogan, Anna Maxwell Martin, Peter
Hermann, Michelle Fairley eşlik ediyorlar. 12 milyon $’lık bütçesine karşılık 85 milyon $ hasılat elde etmiştir.
Gazeteci ve yazar Martin
Sixsmith, işinin ters gittiği dönemde, bir kadının hikayesiyle ilgilenmeye
başlar. Küçük yaşta anne olan Philomena, oğlundan koparılmıştır. Aradan
yaklaşık yarım asır geçmiştir fakat Philomena, evlat hasretini dindirememiştir.
Martin hikayenin peşini bırakmaz ve yaşlı kadına yardım etmeye karar verir.
Oğlu elinden alınmış gencecik ve
yapayalnız bir kadın, hasret ve vicdan azabıyla 50 sene geçiriyor. Vicdan azabının
sebebi onu koruyamaması, başkaları tarafından alınması ve bir türlü
ulaşamamasındandır. Kimsesizliğin içinde kilisenin ağır koşulları da bunu
tetikliyor. Filmde dramı zaman zaman dram komediye yönlendiren “inancı
sorgulama” sohbetleri Judi Dench ve Steve Coogan ikilisini sevmenize sebep oluyor.
Ayrıca insanların yaşanmışlıklarıyla inançlarının her daim doğru orantıda
gitmediğini de gösteriyor. Şöyle ki; gazeteci Martin, araştırmacı ve kuşkulu
bir yapıya sahiptir. Mesleğinin gerekliliği olduğu için buna da şaşmamak
gerekiyor. Diğer yandan bu kuşkuculuk ve araştırmacılık onu Tanrı’dan
uzaklaştırmıştır. Bu doğru orantılı gibi görünse de konu Philomena’ya
geldiğinde işler biraz değişiyor. Kilisede yaşayan Philomena, oğlunu gene
kilise yetkilileri tarafından kaybediyor. Aradan 50 yıl geçmesine rağmen ne
kilisedeki insanları suçlayabiliyor, ne de inancını yitiriyor. Film, inancı
çift taraflı sorgulayarak seçimi seyirciye bırakıyor. Bu açıdan ele alınışını
başarılı buldum.
Yönetmen Frears, yaşanan dramı
duygu sömürüsü yapmadan ekrana aktarıyor. İnanç sorgulamasıyla da ortamı yumuşatarak insanı sıkmayan, boğmayan;
aksine merak uyandıran 1,5 saat yaşatıyor. Manzara sahneleri sakinliği
korurken; bolca Oscar adaylı, Altın Küre, Bafta ve Grammy ödüllü Alexandre
Desplat’ın müzik çalışmaları kendinizi hikayeye kaptırmayı sağlıyor.
IMDB’den 7.8, Rotten Tomatoes’tan
92 alan filme geri dönüşler ise hayli olumlu. Özellikle 51 adaylığa karşın 18 ödül alan 79 yaşındaki Judi Dench,
kendine hayran bırakıyor. Steve Coogan hayli geri planda kalsa da uyumlu bir
ikili oldukları aşikar. Philomena’nın adaylıkları ise şöyle:
Oscar: En iyi kadın oyuncu,
uyarlama senaryo, özgün müzik, film
Bafta: En iyi kadın oyuncu,
uyarlama senaryo (kazandı), film
Altın Küre: En iyi kadın oyuncu,
film, senaryo
En iyi kadın oyuncuda Judi Dench’in
Oscar’ı kazanması ciddi oranda şaşırtır. Sorun Dench’in performansından çok
Philomena karakterinin kendisiyle ilgili. Rakipleri arasında bence en arka
sırada duruyor. Göze batmayan, hayli sakin, yıllarca kabullenerek
umudunu içinde saklayan bir kadın. Ne “Blue Jasmine”deki gururlu ve kibirli Jasmine’e, ne “Gravity”deki güçlü karakter Dr. Ryan Stone’a, ne “American Hustle”daki düzenbaz Sydney’e,
ne de “August: Osage County”deki delilik
sınırındaki Violet’e benziyor. Kadın oyuncu adaylığındaki durum kesinlikle film
adaylığı için de geçerlidir. Müzik ve uyarlama senaryoda ise “Her” varken Philomena’ya heykelciğin
gitmesi haksızlık olabilir.
Not: Afiş çok başarısız!
Kadının her koşulda inanmaya devam etmesine, kimseyi sorgulamamasına izlerken bile dayanamadım. Bu nasıl bir inançtır? Hiç mi hesap sormak gelmez insanın içinden?
YanıtlaSil**Afiş konusunda sana katılıyorum.
Kimseyi suçlamaması, her koşulda inanmaya devam etmesi bana da zor geldi. Tabi şu da var. Bu kadın gencecik yaşta kimsesiz savunmasız kalmış. 16 yaşında anne olmuş ve ağır bir baskı içinde kilisede zaman geçirmiş. Sonrası filmde pek anlatılmıyor. Mesela kızının babası veya evliliği. Oğlu haricindeki hayatı tamamen muamma! Peki neden? Geriye kalan sadece koşulsuz inanç.. O hayatı yaşarken başına başka şeyler de geldi mi, belirsiz..
Sil