Bilimkurgu sevenlerin dört gözle
beklediği Riddick, 4 Ekim’de sonunda gösterime girdi. Sosyal paylaşım
sitelerinde sıklıkla bahsedilince sinemada izleme isteği uyandırdı.
Yönetmenliğini David Twohy’nin yaptığı serinin üçüncü filminin kadrosunda Vin
Diesel, Alexa Davalos, Jordi Molla, Matthew Nable, Karl Urban, Katee Sackhoff
yer alıyorlar. 118 dakikalık ABD yapımının senaryosu ise yönetmene ait. 38
milyon $’lık düşük bütçesiyle karşımıza çıkarken, şimdiden 89 milyon $ hasılat
elde etmiştir.
Riddick, yaşadığı ihanet
sonrasında kendini ıssız bir gezegende bulur. Yiyecek bulmakta, barınmakta,
korunmakta ciddi sıkıntılar yaşar. Yalnızlık da onu kahretmektedir. Bir süre
sonra tuhaf yaratıkların varlığını fark eder. Bu yaratıklar Riddick’in hayatını
çekilmez hale getirir. Kaçtığı yeni bir yerde yardım alarmı bulur ve basar. Bu
alarmla gelen iki gemi Riddick’i koruyacak mıdır yoksa tamamen sona mı
götürecektir?
2000’de “Derin Karanlık”, 2004’te “Riddick
Günlükleri” ile seyirciyle buluşan seri, aradan 9 yıl geçtikten sonra
üçüncü filmini sunuyor. Eğer serinin ilk iki filmini veya en azından birini
izlemediyseniz Riddick tam olarak tatmin etmeyebilir. Zira geçmişe yönelik
çekimlere pek yer verilmemiş. 1 dakika kadar süren Riddick’in rüyası ise hiç
yardımcı olmayacaktır. Eğer seriyi baştan takip ettiyseniz taşlar güzelce
yerine oturuyor ve olayları gönül rahatlığıyla izliyorsunuz. Senaryo gayet sade
ele alınmış. Tuhaf yaratıkların takibi ve Riddick’in yardım talebine karşılık
gezegene gelen insanlar. Kim gerçek düşman kim değil derken filmin sonuna
geliniyor. Dakikalar ilerledikçe keşke tuhaf yaratıklara bir iki şey daha
eklenseydi de aksiyon artsaydı beklentisine giriyorsunuz. Yaratıklara o denli
odaklanılmış ki bir süre sonra kendini tekrarlıyor. Kısa sessizliklerin
arkasından ne geleceğini tahmin eder duruma giriyorsunuz. Yani yaratıcılık çok
yok. Riddick’in karakter detaylandırması başarılıdır. Korkusuz azılı bir bela,
verdiği sözün arkasında duran, gayet zeki bir karakter. Lakin, yediği “kazıklar”
hakkında bilgi verilmiyor ve ruhundaki intikam duygusu çok fazla ortaya
çıkmıyor. Gene de seriyi tanımanıza gerek kalmadan derdini anlatabiliyor.
Yaratılan sanal mekan, dekor,
kostümde ilgi çekici bir tasarım yok. Sarı – kahve tonlarının hakimiyeti antikahraman
Riddick’e yakışıyor. Kamera açılarında, yakın ve uzak çekimlerde serinin
yönetmeni David Twohy’de bir yenilik yok. IMDB’den 6.8, Rotten Tomatoes’tan 60
almıştır. Düşük bütçesiyle Hollywood filmlerinin beklentisini karşılayamadığı
aşikar. Devam filmi olarak izlenir mi? Elbette ama seriyi biraz düşürdüğü
ortada. Peki, Vin Diesel’i seviyor muyuz? Evet! 1967 ABD doğumlu oyuncu,
şimdiye kadar yirmiden fazla projede yer aldı. En akılda kalan ise benim için “Fast &
Furious”tur.
İlk iki filmi de izlemiştim.Beğenerek izlemiştim. İlkinde yaratıklarla dolu bir gezegenden kurtulma mücadelesi veriliyordu. Şimdi senin anlatıklarına bakılırsa üçüncü film de aynı şeyi anlatıyor. Riddick yine garip yaratıkların olduğu bir gezegende. :)
YanıtlaSilRiddick'ten beklenen de bu sanırım zaten :) Gerçi devamı olacak gibi görünüyor. Bakalım yenilik katacaklar mı?
Sil