10 Ekim 2013 Perşembe

Riddick (2013)

Bilimkurgu sevenlerin dört gözle beklediği Riddick, 4 Ekim’de sonunda gösterime girdi. Sosyal paylaşım sitelerinde sıklıkla bahsedilince sinemada izleme isteği uyandırdı. Yönetmenliğini David Twohy’nin yaptığı serinin üçüncü filminin kadrosunda Vin Diesel, Alexa Davalos, Jordi Molla, Matthew Nable, Karl Urban, Katee Sackhoff yer alıyorlar. 118 dakikalık ABD yapımının senaryosu ise yönetmene ait. 38 milyon $’lık düşük bütçesiyle karşımıza çıkarken, şimdiden 89 milyon $ hasılat elde etmiştir.

Riddick, yaşadığı ihanet sonrasında kendini ıssız bir gezegende bulur. Yiyecek bulmakta, barınmakta, korunmakta ciddi sıkıntılar yaşar. Yalnızlık da onu kahretmektedir. Bir süre sonra tuhaf yaratıkların varlığını fark eder. Bu yaratıklar Riddick’in hayatını çekilmez hale getirir. Kaçtığı yeni bir yerde yardım alarmı bulur ve basar. Bu alarmla gelen iki gemi Riddick’i koruyacak mıdır yoksa tamamen sona mı götürecektir?

2000’de “Derin Karanlık”, 2004’te “Riddick Günlükleri” ile seyirciyle buluşan seri, aradan 9 yıl geçtikten sonra üçüncü filmini sunuyor. Eğer serinin ilk iki filmini veya en azından birini izlemediyseniz Riddick tam olarak tatmin etmeyebilir. Zira geçmişe yönelik çekimlere pek yer verilmemiş. 1 dakika kadar süren Riddick’in rüyası ise hiç yardımcı olmayacaktır. Eğer seriyi baştan takip ettiyseniz taşlar güzelce yerine oturuyor ve olayları gönül rahatlığıyla izliyorsunuz. Senaryo gayet sade ele alınmış. Tuhaf yaratıkların takibi ve Riddick’in yardım talebine karşılık gezegene gelen insanlar. Kim gerçek düşman kim değil derken filmin sonuna geliniyor. Dakikalar ilerledikçe keşke tuhaf yaratıklara bir iki şey daha eklenseydi de aksiyon artsaydı beklentisine giriyorsunuz. Yaratıklara o denli odaklanılmış ki bir süre sonra kendini tekrarlıyor. Kısa sessizliklerin arkasından ne geleceğini tahmin eder duruma giriyorsunuz. Yani yaratıcılık çok yok. Riddick’in karakter detaylandırması başarılıdır. Korkusuz azılı bir bela, verdiği sözün arkasında duran, gayet zeki bir karakter. Lakin, yediği “kazıklar” hakkında bilgi verilmiyor ve ruhundaki intikam duygusu çok fazla ortaya çıkmıyor. Gene de seriyi tanımanıza gerek kalmadan derdini anlatabiliyor.
Yaratılan sanal mekan, dekor, kostümde ilgi çekici bir tasarım yok. Sarı – kahve tonlarının hakimiyeti antikahraman Riddick’e yakışıyor. Kamera açılarında, yakın ve uzak çekimlerde serinin yönetmeni David Twohy’de bir yenilik yok. IMDB’den 6.8, Rotten Tomatoes’tan 60 almıştır. Düşük bütçesiyle Hollywood filmlerinin beklentisini karşılayamadığı aşikar. Devam filmi olarak izlenir mi? Elbette ama seriyi biraz düşürdüğü ortada. Peki, Vin Diesel’i seviyor muyuz? Evet! 1967 ABD doğumlu oyuncu, şimdiye kadar yirmiden fazla projede yer aldı. En akılda kalan ise benim için “Fast &  Furious”tur.




2 yorum:

  1. İlk iki filmi de izlemiştim.Beğenerek izlemiştim. İlkinde yaratıklarla dolu bir gezegenden kurtulma mücadelesi veriliyordu. Şimdi senin anlatıklarına bakılırsa üçüncü film de aynı şeyi anlatıyor. Riddick yine garip yaratıkların olduğu bir gezegende. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Riddick'ten beklenen de bu sanırım zaten :) Gerçi devamı olacak gibi görünüyor. Bakalım yenilik katacaklar mı?

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...