Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar |
Ben henüz 3 yaşındayken gösterime
giren, o sene hayli ses getiren ve ödülleri peş peşe toplayan Sinir Krizinin
Eşiğindeki Kadınlar, belirli dönemlerde tekrar tekrar izlemeye değer İspanya
yapımı bir projedir. Yapımcılığını, yönetmenliğini, senaristliğini Pedro
Almodovar üstlenmiştir. “Talk to Her”,
“Volver”, “Bad Education” filmlerinden sonra en sevdiğim olan yapım; kara
mizah / dram komedi türlerinin kapsıyor. 89 dakikalık projede baş rolleri
Carmen Maura, Antonio Banderas, Julieta Serrano, Rossy de Palma, Maria Barranco
paylaşıyorlar. 700.000 $’lık bütçesine karşılık dünyada 17 milyon $’a yakın
hasılat elde etmiştir.
Dublaj sanatçısı Pepa,
sevgilisi Ivan tarafından terk edilir. Bunu kaldıramayan Pepa ağır bir
depresyona girer ve ilaçlara sarılır. Lakin, çevresindekiler Pepa’nın
depresyona girmesine fırsat vermezler. Zira hepsinin ayrı ayrı problemleri
vardır ve tek çözümü Pepa’da bulurlar!
Almodovar’ın İspanya haricinde duyulmasını sağlayan Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'ı seneler önce
seyrettiğimde hayran kalmıştım. Tekrar başına oturunca yazmadan edemedim. Almodovar
filmlerini takip edenlerin, onun karakterler üzerinde neler yarattığını bilir.
Özellikle kadın karakterlerle oynamayı, onları her daim baş rolde tutmayı
tercih eder. Bu filmde ise farklı özellikteki kadınların tek ortak noktası
vardır: Hepsi aşıktır fakat depresyondadır! Kadınların hem aşık hem de
depresyonda oldukları bir ortamı hayal edin; içine polis, avukat, aldatan bir
adamı, onun oğlunu ve karısını ekleyin. En sonda da hepsini bir evde toplayın. Tam
bir curcuna! Almodovar, bunu eğlenceli ve ardı arkası kesilmeyen hikayelerle
birleştiriyor. İlk başta karışık gelse de kara mizah seviyorsanız zamanla duruma alışıyorsunuz. Kara
mizahın çoğu unsurunu diyaloglarda ve karakterlerde bulmak zaten mümkün.
Mekan, kostüm, saç ve makyaj
tasarımları Almodovar’ın vazgeçilmezlerinin hepsini kapsıyor. Kırmızı renk
kullanımının çokluğu (elbise, ruj, oje, ev dekoru, çorbanın rengi bile!), belirgin makyaj sizi büyülerken duvar renginden
tablolara, mutfağın dekorundan yatağın örtüsüne kadar dolu dolu bir dekor sizi
renk cümbüşüne sokuyor. Karakter çokluğu, birbirinden farklı hikayelerle
birleşirken arka planın da böyle yoğun görünümü sizde ya heyecan duyuracaktır
ya da kafa yoracaktır.
En iyi film ve orijinal müzik
Goya adaylığı, en iyi yabancı film Oscar, Altın Küre ve Bafta adaylığı Almodovar’a
dünyanın kapılarını açmıştır. Sonrasında kazanacağı Oscar, Altın Küre, Bafta
ödüllerinin bir nevi habercisidir. IMDB’den 7.6, Rotten Tomatoes’tan 89
almıştır.
Baş roldeki 1945 İspanya doğumlu Carmen
Garcia Maura, 80’den fazla projede yer almıştır. Tam dört kez en iyi kadın
oyuncu Goya ödülünü alan oyuncu, Cesar Ödülleri’nde de adını duyurmuştur. Filmin
çekildiği yılda 28 yaşında olan Antonio Banderas ise Carlos rolünde yaşından hayli küçük
gösteriyor. Sinemadaki beşinci filmi olduğunu düşünürsek, Almodovar onun
kariyerinde önemli bir basamak sayılır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder