Baş rollerdeki oyuncular
nedeniyle seyirciyi kendine çeken Very Good Girls, iki genç kızın bir yaz
tatilini ele alıyor. 91 dakikalık dramın yönetmenliğini ve senaristliğini Naomi
Foner üstleniyor. ABD yapımının oyuncu kadrosunda Dakota Fanning, Elizabeth
Olsen, Demi Moore, Richard Dreyfuss, Ellen Barkin var. Türkiye’de gösterime
girmesi şimdilik pek olası değil.
Lilly üniversiteye gitmeden
önceki son yazını ailesi ve en yakın arkadaşı Gerry ile geçirmektedir. Bu yazı
en çılgın halde hatırlamak isterlerken ikisinin de gönül kapısına aynı adam
düşer!
Bizim topraklarda çok beklendik
bir durum olmasa da üniversiteye gitmeden önce biriyle beraber olma fikrini
filmlerde sıkça görüyoruz. Very Good Girls, bu amaçla yazı geçirmeyi
planlayan iki kız arkadaşı ele alıyor. Konunun sürükleyici tarafı olmadığı
için çokça yan öykülerle 91 dakikayı tamamlamayı hedefliyor. Lily’nin babası
annesini aldatır, aile kendi içinde deprem yaşar. Diğer yandan Gerry’nin ailesi
Lily’ninkinin tamamen zıt bir hayata sahiptir. Seyirciyi hangisi iyi, hangisi
kötü diye kıyaslamaya zorluyor. Bir anda karşılarına çıkan sanatçı David ise
iki kızı birden büyülüyor. David’in seçimi yüzünden dostlukları sekteye uğruyor.
Birçok konu birleşiyor ve film olma yoluna gidiyor. Peki, bu yolu başarıyla
geçiyor mu? Ne yazık ki hayır.
Filmde konular birbirine zorla
bağlanıyor. Sayısızca yan karakter var ve çoğu aslında hiç olmasa da film
ilerlerdi. Tamamen göz kalabalığına sebep oluyorlar. Ana karakterlerde dahi derinlik yok. İzleyicinin kendine yakın göreceği, sevebileceği bir
karakter bulmak güç. Empati kurma ihtimali ise çok düşük. Bu senaryoyu izlemek yerine kitapta okumayı tercih ederim. Kitapta o duyguları hissetmek daha anlamlı olabilir.
Dakota Fanning sevdiğim genç
oyunculardan olmasına rağmen bu projede kendini harap etmiş. Elizabeth Olsen
dahi ondan daha etkileyici ve başarılı performans sergiliyor. Demi Moore’un
da filmdeki karakteri oynamasının sebebini sadece yönetmene destek amaçlı
olduğuna inanmak istiyorum. Uzun süre ekrana baktım durdum, onun bu karakteri
oynayacağına inanamadım.
IMDB’den 6.1, Rotten Tomatoes’tan
19 alan filmin geri bildirimleri hayli olumsuz. IMDB’nin bol notuna çok
inanmamak lazım. Beni tek tatmin eden ise film müzikleridir. Konunun tüm
kasvetine rağmen seçilen şarkılar çok başarılıydı! Film hiç izlenilmeyecek
kadar kötü değil elbet; Sundance Film Festivali’ni arkasına almış. Sadece
beklentiyi çoğu noktalardan yakalayamıyor. Benim tutumum bundan dolayı iyimser
değil.
Zaten girişinden belliydi beğenmediğin. ahaha.
YanıtlaSilWar of the Worlds'deki minik kızımız büyümüş... Push diye bir film vardı orada da iyiydi ya. Aaaa, Alacakaranlık'ta oynamıştı dimi? ahaha.
Neyse konuyu dağıtmadan dönüyorum, "Konunun sürükleyici tarafı olmadığı için çokça yan öykülerle 91 dakikayı tamamlamayı hedefliyor."dan gittiğin belliydi zaten.
Baş rollere kanıp izledim. Neyse ki bu gibi filmleri izleyip iyilerin kıymetini anlama şansı buluyorum. Haftaya fazla pozitif başladım sanırım :)
Sil