Fragmanını seyrettikten sonra
sinemaya gitme arzusu uyandıran Muska, 25 Temmuz’da gösterime girdi. Yönetmen
koltuğunda oturan Özkan Çelik, senaryoyu Serhan Nasırlı ile kaleme alıyor. 81
dakikalık gerilimin oyuncu kadrosunda Tanju Tuncel, Sezgin Erdemir, Aslı Şahin,
Taylan Güner yer alıyorlar.
Celal, bir dergide köşe
yazarıdır. Özel hayatında çapkınlığı yüzünden dikiş tutturamazken, dergiden de
maaşını alamadığı için ortada kalmıştır. Mecburen, gayet eski bir konak olan
pansiyona yerleşir. Ev sahibi Aliye Hanım ve torunu, Celal’in gözüne ürkütücü
gelse de pansiyoner Yasemin ve parasızlık onu burada kalmaya mecbur kılar.
Hayatının dönüm noktasına az kalmıştır.
Dini öğelerin ön planda olduğu
filmlere oldum olası mesafeli yaklaşırım. Zira eğer filme kendimi kaptırırsam
gece rüyama dahi girer, tabi uyuyabilirsem. Korku/gerilim filmlerini çok
sevdiğim için bunu göze alarak sinemaya gittim. Kullanılan mekan filme hayli
uygun. Işık oyunlarıyla kasveti iki katına çıkarılıyor. Film boyunca mekan Avrupa
Yakası gibi hissettirilse de biricik ilçem Kadıköy’deymiş. Mekan haricinde
kostüm, plastik makyaj da türe göre başarılı tasarlanmıştır. Spoiler olmaması
için detay vermek istemiyorum ama muskaların başrolde olduğu sahne ile plastik
makyajın bolca göründüğü sahneler koltukta beni hayli gerdi.
Yukarıda etkileyici bulduğum detaylar senaryoyla birlikte bir basamak düşüyor.
Konu ve işleyişi sıra dışı başlasa da bu gibi filmleri seyredenler
karakterlerden neler çıkacağını tahmin etmekte zorlanmazlar. Senaryo size bolca
ipucu veriyor. Eğer yönetmenin hedefi seyircinin dakikalar ilerledikçe gizemi
kendisine çözdürmesi ise buna ulaşıyor. Benim tercihim son dakikalarda olayın pamuk
ipliği gibi seyirciyi şok ederek çözülmesidir. Muska’da bu ne yazık ki yok.
Seyirciyi geren birkaç etkili sahne olsa da genele bakıldığında türün önemli
örnekleri arasında asla yerini alamaz. Gönlümden geçen, korku/gerilim projelerinde beni
en çok ürküten ses ve müziğin üstünde daha fazla durulmasıydı.
Karakter detaylandırmalarında eksiklikler göze fazlaca çarpıyor. Ana karakter Celal’i sevmeniz için hiçbir
neden bulamıyorsunuz. Kötü karakter olarak içine düştüğü çukurda ona empati
kurmanız imkansızlaşıyor. “Oh olsun” modunda filmi bitirmek mümkün. Konak
sahibesi Aliye Hanım ise dışarıdan yaşlı ve mazbut kadını harika canlandırıyor.
Celal’in bilmediği hayatın içindeyse yolda görseniz korkacağınız birini oynuyor.
Karakteri kostüm, saç, makyajla o denli başarılı hale getirmişler ki Aliye
Hanım karakterinden tek sahne olsun şüphelenmedim, her açısıyla gerçekçi
olduğuna inandım.
Baş roldeki Tanju Tuncel'in önünde saygıyla eğilmek gerekir. Usta bir oyuncu olduğunu bilmesem gerçekten Aliye Hanım'ı canlandırdığını değil, kendini oynadığını düşünürdüm. Sezgin Erdemir, Celal karakterinin çapkın tarafını güzel canlandırsa da konaktaki sahnelerde mimikleri zaman zaman yetersiz kaldı. Gerçi senaryo, karakterin çok derine inmesine izin vermediği için Erdemir'i tek başına eleştirmek de doğru değil.
Yerli sinemada gerilim türünde daha çok proje görmeyi arzu eder, çok fazla korkutmayan Muska’nın bir şekilde seyircilere ulaşıp arkasının da gelmesini isterim.
Yerli sinemada gerilim türünde daha çok proje görmeyi arzu eder, çok fazla korkutmayan Muska’nın bir şekilde seyircilere ulaşıp arkasının da gelmesini isterim.
İzlemeli miyim, izlememeli miyim; oldukça kararsız kaldım O.o
YanıtlaSilBeklentiye girmeden seyrederim dersen tavsiye ederim. Bende her gerilim filmi farklı bir bakış açısı sağlar, kafamdaki korkulu senaryoları çoğaltır :) Lakin, filmden çıktıktan sonra günlerce akılda kalıcı olmayacaktır.
SilYa açıkcası, sinemamızı küçümsemek için söylemiyorum da, korku filmlerimizi pek kayda değer bulamıyorum. Musallat'ı sinemada izlemiştim, giriş fena değil sonradan.... yine düşüş. Hep benzer şeyler,
YanıtlaSilbelki ileride bir korku filmi ben çekerim.... ahaha.
Ama ben de korku filmi çok izleyen biri değilimdir zaten.
The Kite Runner'dan sonra bitti o isteğim...
- Alakasızca araya sıkıştırmak istedim..... aehadfgdf -
Ve hala The Kite Runner'dasın Beyza, tebrik ediyorum. İçinde nasıl uhde kaldı senin :))
Sil