"Kemal Hadi Gel, Bi Kahve İçelim" ve Şener Şen kitap ayracım! |
On - on iki yaşlarında, sarı dolmuşla
Çiftehavuzlar’dan Kadıköy’e gidiyordum. Şu anki Florence Nightingale Hastanesi’nin
orada kırmızı ışıklarda araç durduğunda öylesine soluma baktım. Aman Allah’ım!
Kemal Sunal yan araçta! “Ama gülmüyor, neden ki?” diye düşünmüştüm. Çocuk aklı
işte; mesleğini yirmi dört saat üstünde taşımak zorunda olduğu fikrindeydim
sanırım. Öldüğü gün yaz tatilinde Çorum’dayken hüngür hüngür ağladığımı hatırlarım.
Hala 3 Temmuz’da içimden bir şey kopar.
Bu hassasiyetimden dolayı Gül
Sunal’ın kitabını duyar duymaz hemen aldım ve başucuma koydum. Büyük keyifle, bazen Gül Sunal’ın hüznünü içime çekercesine bir çırpıda okudum. Doğan
Kitap’tan çıkan, ilk basımı Kasım 2014 olan anı türündeki kitap, 194 sayfadan ve
Kemal Sunal’dan kalan fotoğraflardan oluşuyor. Kitabın arka kapağında, başlığın
hikayesi o kadar güzel ki; paylaşmadan edemeyeceğim:
“Aslında ikimiz de kahve sevmezdik. Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son bulması dileğiydi. Vazgeçememek,
kıyamamak, pişman olmak, KAVUŞMAK demekti. Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti…
Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli cümle.”
Henüz bir aylık evli olarak
böyle bir ilişkiyi örnek almam gerektiğini hissediyorum. Gül Sunal, belli bir
sıralama, düzen veya biçime sokma derdine düşmeden; duygularını bir çırpıda
kaleme dökmüş. İlk sayfalarda bu durum biraz rahatsız etti. Daldan dala
atlıyor, tarih sırasıyla anlatmıyor; takip etmekte zorlanıyordum. Sayfalar
ilerledikçe; Gül Sunal’ın şu anki hüznüyle geçmişteki mutluluğunu anlatma
heyecanını ben de yaşamaya başladım. Gül Sunal'ın anılarını yazarken gözlerinin parlayışını; bir o kadar da özlemini hissettim. Derdi sadece eşini anlatmak değildi; o anıları yazdıkça tekrar yaşıyordu. Sıralaması, biçimi yaşadıklarının önüne geçmiyordu; geçemezdi de zaten. Hem öyle bir iddiası da yok ki...
Kemal Sunal’ı tanımak beni o kadar mutlu
etti ki, gece olsun da yatmadan önce kitaba gömüleyim diye günü geçirmeye
başladım. Örnek alınacak bir eş, bir baba, bir dost, bir sanatçı imiş Kemal Sunal! Özel hayatını bu denli medyadan uzak yaşayan aile olunca yakından tanımak hem şaşırttı, hem de keyif verdi. Aileyi korumanın sırrı belki de medyadan kaçıştı.
Kitaptan alıntılar yapmak
istemediğim için detaylara girmek istemiyorum. O kadar güzel hikayeler, o kadar
güzel insanlardan bahsediliyor ki; burada bir tanesini bile dile getirmek (telif
hakkı haricinde) haksızlık olur diye düşünüyorum. Diğer yandan, Sunal ailesine
yapılan haksızlıkları okudukça da şaşkınlığım hat safhaya ulaştı. Bunu da göz önünde bulundurarak herkesin alıp okuması için baskı yapmak istiyorum.
Kemal Sunal sevenlerine bu
anıları aktardığı için; ayrıca hüzünlerini paylaştığı için Gül Sunal’a teşekkür
ediyorum. “Neden bunca sene bekledi, yıllar sonra yazdı?” diye düşünüyorsanız;
kitabı alın ve okuyun. Eminim onu anlayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder