16 Aralık 2014 Salı

Kemal Hadi Gel, Bi Kahve İçelim (2014)

"Kemal Hadi Gel, Bi Kahve İçelim" ve Şener Şen kitap ayracım! 

On - on iki yaşlarında, sarı dolmuşla Çiftehavuzlar’dan Kadıköy’e gidiyordum. Şu anki Florence Nightingale Hastanesi’nin orada kırmızı ışıklarda araç durduğunda öylesine soluma baktım. Aman Allah’ım! Kemal Sunal yan araçta! “Ama gülmüyor, neden ki?” diye düşünmüştüm. Çocuk aklı işte; mesleğini yirmi dört saat üstünde taşımak zorunda olduğu fikrindeydim sanırım. Öldüğü gün yaz tatilinde Çorum’dayken hüngür hüngür ağladığımı hatırlarım. Hala 3 Temmuz’da içimden bir şey kopar.

Bu hassasiyetimden dolayı Gül Sunal’ın kitabını duyar duymaz hemen aldım ve başucuma koydum. Büyük keyifle, bazen Gül Sunal’ın hüznünü içime çekercesine bir çırpıda okudum. Doğan Kitap’tan çıkan, ilk basımı Kasım 2014 olan anı türündeki kitap, 194 sayfadan ve Kemal Sunal’dan kalan fotoğraflardan oluşuyor. Kitabın arka kapağında, başlığın hikayesi o kadar güzel ki; paylaşmadan edemeyeceğim:

Aslında ikimiz de kahve sevmezdik. Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi. Araya giren duygusal ayrılıkların son bulması dileğiydi. Vazgeçememek, kıyamamak, pişman olmak, KAVUŞMAK demekti. Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti… Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli cümle.

Henüz bir aylık evli olarak böyle bir ilişkiyi örnek almam gerektiğini hissediyorum. Gül Sunal, belli bir sıralama, düzen veya biçime sokma derdine düşmeden; duygularını bir çırpıda kaleme dökmüş. İlk sayfalarda bu durum biraz rahatsız etti. Daldan dala atlıyor, tarih sırasıyla anlatmıyor; takip etmekte zorlanıyordum. Sayfalar ilerledikçe; Gül Sunal’ın şu anki hüznüyle geçmişteki mutluluğunu anlatma heyecanını ben de yaşamaya başladım. Gül Sunal'ın anılarını yazarken gözlerinin parlayışını; bir o kadar da özlemini hissettim. Derdi sadece eşini anlatmak değildi; o anıları yazdıkça tekrar yaşıyordu. Sıralaması, biçimi yaşadıklarının önüne geçmiyordu; geçemezdi de zaten. Hem öyle bir iddiası da yok ki...

Kemal Sunal’ı tanımak beni o kadar mutlu etti ki, gece olsun da yatmadan önce kitaba gömüleyim diye günü geçirmeye başladım. Örnek alınacak bir eş, bir baba, bir dost, bir sanatçı imiş Kemal Sunal! Özel hayatını bu denli medyadan uzak yaşayan aile olunca yakından tanımak hem şaşırttı, hem de keyif verdi. Aileyi korumanın sırrı belki de medyadan kaçıştı.

Kitaptan alıntılar yapmak istemediğim için detaylara girmek istemiyorum. O kadar güzel hikayeler, o kadar güzel insanlardan bahsediliyor ki; burada bir tanesini bile dile getirmek (telif hakkı haricinde) haksızlık olur diye düşünüyorum. Diğer yandan, Sunal ailesine yapılan haksızlıkları okudukça da şaşkınlığım hat safhaya ulaştı. Bunu da göz önünde bulundurarak herkesin alıp okuması için baskı yapmak istiyorum.

Kemal Sunal sevenlerine bu anıları aktardığı için; ayrıca hüzünlerini paylaştığı için Gül Sunal’a teşekkür ediyorum. “Neden bunca sene bekledi, yıllar sonra yazdı?” diye düşünüyorsanız; kitabı alın ve okuyun. Eminim onu anlayacaksınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...