Aşk Oyunu |
İlgili bir Galatasaray taraftarı olarak Aşk Oyunu filmini
gösterimdeyken seyretmek istesem de fırsatım olmamıştı. Gecikmeli de olsa ekran
başına oturabildim. Nisan 2014’te gösterime giren romantik komedinin yönetmen
koltuğunda Umut Yüksel oturuyor. Senaryo ise Umut Yüksel’le beraber Ezgi Yüksel’e
aittir. 90 dakikalık yapımın baş rollerinde Kemal Uçar, Pınar Göktaş, Lemi
Filozof, Ebru Öztürk ve Suzan Kardeş yer alıyorlar.
Fanatik Galatasaraylı Cevat, bir restoranda
profesyonel aşçıdır. Bir gece rüyasına rahmetli babası Ekrem girer. Galatasaray’ın
Fenerbahçe’yle oynayacağı final maçı için tüyo verir. Kendine rüyaya kaptıran
Cevat, arkadaşlarını toplayıp sevgilisinden habersiz babasının dediklerine
doğru yol alır. İşte o gece Cevat’ın hayatını beklenmedik şekilde değiştirir. İşi,
aşkı ve Galatasaray’ı hallaç pamuğuna döner.
Aşk Oyunu, adıyla kadın seyirciyi, fragmanıyla erkek
seyirciyi çekmeye çalışan; sonunda her iki tarafı da mutlu edemeyen bir
romantik komedi adayıdır. Fragmanı izleyen Galatasaraylı bende de merak
uyandırmıştı. Lakin takıma olan sevdası, aşkının hayli arkasında kalıyor. Hatta
tamamen unutturuyor. Filmin belli bir noktasına kadar Galatasaray’ın adı geçip
de sonrasında adeta yok olması seyirciyi kandırma taktiği olarak akılda
kalıyor. Her ne kadar Cevat, Galatasaray’ı değil sevdiği
kadını seçse de geçişin yapaylığı rahatsız ediyor.
Filmin konusu gayet net: Kadınların erkekleri bazı
taktiklerle dize getirmesi. Erkekleri yönetilebilir kıvamda göstermesi bir
kadın olarak beni dahi rahatsız etti. Bir insanın hayatı beyaz tahtaya yazılan
maddelere mi bağlıdır? Daha önce fazlasıyla benzerlerini gördüğümüz, hepi topu
romantik bir komedi deyip geçemeyenlerdenim. Bu detaya takılıyorsam
sürükleyiciliğinde, konuların birbirine geçişinde sıkıntı var demektir.
Mekan, dekor, kostüm detayları türe göre başarılıdır. Müzik de
filmin kurgusuna yakışıyor. Karakter detaylandırmaları ise konudan tamamen
bağımsız! Cevat neden aşçı? Sadece Mengenli olduğu için mi? Peki, mesleği filme
ne katıyor? Hiçbir şey. Cevat’ın arkadaşları ile Cevat’ın sevgilisinin
arkadaşları (nasıl arkadaşlarsa artık) neden bu kadar yan rollerdeler? Filme
hiçbir şey katmadan dakikalarca filmde yer alıyorlar fakat onlara dair en
ufak bilgimiz yok. Film boyunca üç karakter izleyiciyi tatmin ediyor: Cevat’ın annesi,
rahmetli babası ve babasının arkadaşı. Rolleri ufak da olsa karakterleri çok
güzel yansıtıyorlar ve sizi olanlara inandırıyorlar! Diğer yardımcı rollere inat onların sahneleri ışık gibi parlıyor.
Oyunculara değinecek olursam, Kemal Uçar, Pınar Göktaş, Ebru
Öztürk genç ve umut vaat eden görünümdeler. Lemi Filozof ağırlıklı komedi film
ve dizilerinde yer alıyor. Farklı karakterlerde göremediğim için yorum yapmakta
şimdilik güçlük çekiyorum. Suzan Kardeş ve Ahmet Somers, filmin tek
kurtarıcıları diyebilirim. İyi ki yan karakterlere hayat vermeyi kabul
etmişler.
Dilerim ki Galatasaray’ı içeren başarılı filmler sinemada
yerini bolca alır.
Galatasaray lafını duyunca koptum konudan. Aşk Tutulması'ndan selamlar.... ahahaha.
YanıtlaSilGalatasaray'ıma laf yok :p Sinemayla bağlantısı olmasa da ne yapalım, o da bir tutku işte :))
Sil