Kabuslar Evi’nin 6. hikayesi en
sevdiklerimdendir. Sebeplerinden biri elbette baş rolde oynayan Rıza
Kocaoğlu’dur :) Senaryoyu Çağan Irmak kaleme alırken,
yönetmenliğini Uluç Bayraktar yapıyor. 86 dakikalık korku gerilimde Kocaoğlu’na
Serap Sağlar, Tolga Karel ve Bilge Şen eşlik ediyorlar.
Anne babası ayrılmış Kerem ve Ceren, tatil için arabayla yola çıkarlar. Babasının aşırı ilgisizliği,
annesinin de kuralcı ve bunaltıcı tavırları arasında sıkışıp kalan Kerem, zor dönem geçirmektedir. Bu yolculuk esnasında Kerem’in başına esrarengiz şeyler
gelir. Olayların bitiş noktası ise Kabuslar Evi olur. Evde Kerem’i bekleyen
biri vardır.
Bazı projelere oyunculardan dolayı
taraflı bakma hakkımı kullanmak istiyorum. Rıza Kocaoğlu’nun oyunculuğunu,
duruşunu çok beğenen biriyim. Filmi seyrederseniz performansının ne
kadar kuvvetli ve gerçekçi olacağını göreceksiniz. Genç bir erkeğin
babasızlıkla başa çıkma çabası yanında sürekli çalışan ve disiplini korumak
adına baskı yapan yalnız annenin bunaltıcı tavırlarıyla uğraşan Kerem’i gayet
net irdeleyebiliyorsunuz. Aslında rahatsız edici, ukala bir karakterdir. Zaman
ilerledikçe bunların sebeplerini görmek ise hüzün veriyor. Çağan Irmak,
karakter detaylandırmasını güzel analiz etmiştir. Kocaoğlu dışında anne Füsun
rolünde Serap Sağlar da baş rol kadar etkilidir. İki çocuğuyla hayat mücadelesi
veren, tek dileği onları mutlu etmek olan yalnız anne, ciddi şekilde sinir
bozucudur. Kuralcı tavırları, çok düzgün konuşmaya çalışması, çocuklarıyla
doğru iletişimi kuramaması karakterden soğumanıza sebep oluyor. Madalyonun
diğer yüzüne bakıldığında ise, sevdiği adamla evlenmiş ve adam onu yüz üstü
bırakmış. Üstelik iki çocuğuyla da hiç ilgilenmiyor. Hem anne hem baba rolünü
maddi ve manevi olarak üstlenmek zorunda kalmış. Neredeyse kadınlığını unutmuş.
Bu yükü taşırken anneyi eleştirmek ne kadar doğru olabilir ki? Tıpkı Kerem gibi,
anne Füsun’un da bu açıdan çok iyi irdelendiğini düşünüyorum. Senaryo çok
yabancı değil, benzerlerini filmlerde ve dizilerde görmüşlüğümüz var. İşlenişi
ve analizi ise filmi ayakta tutuyor ve favori bölümlerden biri olmasını
sağlıyor. Diyalogların da etkileyiciliğini unutmamak gerekir.
Kabuslar Evi bu bölümde yeteri kadar
göz önündedir. Özellikle mutfak daha çok kullanılmıştır. Mekan sayısının daha
az kullanılması ve eve yoğunlaşılması daha makul görünüyor. Kerem’i evde
bekleyen “Karanlıktan Gelen” karakterin makyajı ise oldukça rahatsız edici,
hatta itici geliyor. Bu da zaten hedeflenen bir şey.
1955 doğumlu Serap Sağlar, bir dönem
bakanlık yapan Fikri Sağlar’ın eşidir. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro
Bölümü Mezunu’dur. Pek çok dizi projesinde yer almıştır. Sinemada “Manisa Tarzanı” filmiyle kendisini
izlemiştik. Füsun karakterini çok etkileyici oynuyor. Filmin kilit noktası
senaryo olduğu kadar onun ve Kocaoğlu’nun performansıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder