Daha gösterime girmeden 2005
yapımı “Black” filminin kopyası, çalıntı diye adından sıkça söz ettiren; bundan
dolayı seyirci koltuğa bile oturmadan eleştiri yağmurlarını üzerine çeken Benim Dünyam,
beklenilenin aksine gişede başarı sağlamıştı. 14 milyon TL’ye yakın hasılata
karşılık 1.382.471 seyirciyi ağırladı (www.boxofficeturkiye.com). Yönetmen
koltuğunda oturan Uğur Yücel, baş rolü Beren Saat’le paylaşıyor. İkiliye Ayça
Bingöl, Turgay Kantürk, Hazar Ergüçlü, Melis Mutluç ve Yasemin Conka eşlik
ediyorlar. 108 dakikalık dram Ekim 2013’te gösterime girmişti.
Bebekken duyma ve görme yetisinin
olmadığı fark edilen Ela, hayli zor çocukluk geçirir. Çevreye uyumu
neredeyse imkansızdır. Annesinin sabrı, babasının sevgiyle utanç arasında gelip
giden duyguları, kız kardeşinin sevgisi ve kıskançlığı arasında günler geçip
giderken Mahir Hoca ile yolları kesişir. Ela artık ona emanettir. Lakin bu
kimse için kolay değildir. Zira Mahir Hoca, şimdiye kadar denenmeyen bir yola
başvurur.
Daha önce “Black”, izlemiş biri olarak, kıyaslama yapmadan düşüncelerimi
aktarmak istiyorum. Zaten herkes yeteri kadar aynı kefeye koydu ve eleştirdi. Film, ataerkil
toplumda maddi durumu hayli yerinde olan bir ailenin kızlarının görme ve duyma
yetisinin olmadığını fark ederek başlıyor. Sonrasında kızın geleceği bir
öğretmene teslim ediliyor. İşin içine zaman zaman durum komedisi de eklenerek
seyircinin ağır yükü biraz hafifletiliyor. Müzik de yardımcı oluyor elbette.
Kamera açıları, mekan, dekor, kostüm
detayları filmi hayli besliyor. Çekim mekanı olarak Büyükada’nın seçilmesi
görselliği zenginleştiriyor. Işık oyunlarıyla karanlığın hayli öne çıkarılması,
Ela karakterinin yaşadıklarını zaman zaman seyirciye hissettiriyor. Özellikle
Ela’nın küçükken Mahir Hoca tarafından çalıştırıldığı evin büyük odasının
sadece güneş ışığıyla aydınlatılması etkileyiciydi.
Uğur Yücel başta olmak üzere Ayça
Bingöl, Turgay Kantürk, Yasemin Conka hayli tatmin edici performans
sergiliyorlar. Kadronun doğru seçimi Beren Saati’n çok tatmin etmeyen
oyunculuğunu ayakta tutuyor. Diğer yandan, Beren Saat şu zamana kadarki en iyi
canlandırmasını yapmış. Zaman zaman tahammülsüz davranarak insanları
eleştirmeyi seviyoruz. Bir TV yarışmasıyla oyunculuğa başladığını unutmamak
lazım. Zamanla kendini geliştirir umarım. Tabi bu iyi niyetim onun oyunculuğunu
sevdiğim anlamına da gelmesin.
İşin merak edilen kısmına kısaca
değinecek olursam; “Black” filmiyle hemen hemen aynı çekilmiş. Işık kullanımı
da aynı, ana kadın oyuncunun kıyafetleri de! Performanslar, bakışlar,
hareketler dahi tutuyor. Hatta bazı yan öyküler Benim Dünyam’da atlaya atlaya
aktarıldığı için yavan bile gelebiliyor. Lakin, önemli olan iki şey var:
Birincisi; zaten filmin uyarlama olduğu en başında söyleniyor. İkincisi ise
filmi uyarlama olduğunu bir kenara bırakarak izlemek lazım. Zira tek başına
düşünürsek izlenme ve beğenilme potansiyeli var. Kıyaslamaya girerseniz
orijinalin eline su dökemez. Ama neden kıyaslayayım ki?
Son olarak, küçük oyuncu Melis Mutluç harika bir oyunculuk sergiliyor. Onu izlerken kıskandım yeteneğini!
Ah, Black'i izlerken ne ağlamıştım ya...
YanıtlaSilBu filmi de ilk çıktığında merak ediyordum; ama sonra geçti merakım.
"Beren Saat o ruhsuzlukla nasıl böyle bir rolün altından kalkabilir ki?" diye bir düşüncem de vardı, demek doğru!
Kısa filmle ilgili saçma bir anımı da anlatayım o zaman:
Filmin fragmanı televizyonda ilk yayınlanırken arkam televizyona dönük bir şeylerle uğraşıyordum. Fragmanda da ne diyordu şimdi çok hatırlamıyorum; ama hoca-öğrenci sözleri gelip dokunuvermişti kulaklarıma. Benim aklımda da "Benim Dünyam" okuyamayan bir kız çocuğunun hikayesi olarak belirmişti... ahahaha ilk duyduğumda, başka bir arkadaşımdan bu filmi, Black olduğunu ve sağır duymaz uydurur'un bu denli ileri bir boyutunu yaşamış oluşuma iyi gülmüştüm.
Kesinlikle o düşüncen doğru, sadece şimdiye kadarki en iyi performanslarından sayılabilir. Anı da harikaymış :)
Sil