Tetikçiler |
Seyretmeye hiç niyetim yokken
duyduğum yorumlar sonrası ilgimi çeken Tetikçiler, 12 Ekim’de
gösterime girmişti. Yönetmen koltuğunda oturan Rian Johnson, ayrıca senaryoyu
da kaleme almaktadır. 118 dakikalık bilim kurgu ve aksiyon türünün baş
rollerinde Bruce Willis, Joseph Gordon-Levitt, Emily Blunt, Paul Dano yer
almaktadırlar. ABD yapımının 30 milyon $ bütçesine karşılık 140 milyon $’a
yakın hasılatı vardır.
Zamanlar arasındaki yolculuk, 2072’de yasa dışı olarak karaborsacılar tarafından kullanılmaktadır. Teknoloji
patronları ne zaman birini aradan çıkarmak isteseler onu 2042’ye gönderip
suikastçılarına öldürtmektedirler. Suikastçılardan Joe, bu yolla epey bir yol
kat edip zengin olmuştur. Tek sorun bir gün gelecek zamandan yaşlı Joe’nun
öldürülmesi için gönderilmesidir!
Konuya göz attığınızda filme
ilginiz arttı mı? Çok can alıcı bir yerden yakalanmış senaryoyla karşı
karşıyayız. Beklentiyi yükseltiyor, daha seyretmeden heyecanlandırıyor. Ekran
başına geçtiğinizde ilk dakikalar konuya sizi yavaş yavaş ısıtıyor. Renklendirme
pek cezbedici gelmiyor. Sonuçta teknoloji ilerledikçe hayatın çetrefilleştiği,
dünyanın daha yaşanılmaz hale geldiği gösteriliyor. Tabi ana karakterin
yaşadığı ortam da buna elverişli görünüyor. Görsellik distopya üzerinden
ilerliyor ve hedefine ulaşıyor. Bilim kurgu kıvamında ilerliyor. Gene de bu tür için çok
ideal olduğuna pek inanmıyorum. Aslında potansiyel varken kullanılamamış havası
var. Lakin bu durum izlerken sıkılmama neden olmadı ve devamını merakla bekledim. İlk yarı
gelecekten arzı endam eden ana karakterin yaşlı halini seyre koyulurken ikinci
yarı; daha doğrusu son yarım saat 45 dakika kadar bambaşka bir konuya
atlanıyor: Telekinetik. Pek çok korku filminde baş vurulduğu için yabancı
gelmiyor. Sadece filmde çok geç su yüzüne çıkarıldığı için bağlantı kurmakta
güçlük çekiliyor. Kurgu bu noktada vasat yüzeyde kalıyor. Başarılı iki konu
fakat birbiriyle bağlantı yok. Korku filmlerinde kullanılan küçük çocuk
klişesine burada yer verilse de o klişe rahatsız etmiyor çünkü arkasında daha
doğrusu yanında annesi var. Olayı korku ve gerilimden uzak tutup drama
yönlendiriyor. Bu da yönetmen ve senarist Johnson’ın yakaladığı kurnazca bir
taktik diye düşünüyorum. Filmin çektiği en büyük sıkıntı ise konu zenginliği bu denli
fazlayken 118 dakikaya çok şey sığdırma çabasıdır. Tek bir noktada odaklanıp
yoluna devam etseydi seyirci çok daha fazla keyif alırdı.
IMDB’den 8, Rotten Tomatoes’tan
da 94 puan almıştır. Yukarıda olumsuz yönlerini belirtmemle beraber filmi son
dakikasına kadar gözümü kırpmadan
seyrettim. Gene de Ne IMDB’nin ne de Rotten Tomatoes’un puanını hak ettiğini
düşünmüyorum. Puan vermek pek adetim olmasa da en fazla 7 gönlümden kopar J
Filmin silah olarak kullandığı
oyuncu kadrosu ise verilen emeğe değiyor. Bruce Willis yaşına rağmen hiçbir şey
kaybetmemiş. Gayet fit bir vücutla bilim kurguya yakışıyor. Emily Blunt ise
filmin ikinci yarısındaki performansı ile göz dolduruyor. “The Five YearEngagement” filminde oldukça beğenmiştim. Farklı bir türde seyretmek
oyunculuğunu ispatlıyor. Korumacı bir anne geçmişiyle yüzleşirken hem vicdan
azabı çekiyor hem de yaşananları telafi etmeye çalışıyor. Yükü ağır bir
karakter anlayacağınız. Joseph-Gordon Levitt’i daha önceden “50/50”de seyretmiş
ve baş rolün ona büyük şans getirdiğine inanmıştım. Oyuncu kadrosunun
zenginliğe bakıp baş rolü kapması da bunu gösteriyor. “Being Flynn”da Robert De
Niro ile baş rolü paylaşan Paul Deno ise yardımcı karakteri canlandırırken
gayet inandırıcı geliyor. Buradaki kısa kısa sahneleri “Being Flynn”dekinden
çok daha başarılıydı.
Not: 2012'nin başarılı afişlerinden biri daha bu filmle ortaya çıkıyor. İzledikten sonra tekrar göz atıldığında anlamı da artıyor.
Evet hemen hemen aynı şeyleri düşündürmüş Looper benim düşüncelerimi biliyorsun zaten :) yazını beğendim. Yönetmenin bilim kurguya yaklaşımı bence filmin asıl sorunu :)
YanıtlaSilÇok kez seyretmeme rağmen bana cezbedici gelen en çok Telekinetik konusuydu. Yani filminde ikinci yarısı. Distopyayı çok başarılı yapamamışlar.
SilTelekineziyi hep ilgimi çekmiştir ama sonu dışında iyi kullanamadıklarını düşünüyorum. yönetmenin görsel tercihleri de hikayle örtüşmemiş bence
YanıtlaSil