Kabuslar Evi’nin ikinci hikayesi
Son Dans, geçmişte anıları kalan yaşlı bir kadını anlatır. 56 dakikalık
(serinin kısalarındandır) projenin yönetmeni ve senaristi Çağan Irmak’tır.
Hümeyra, Yetkin Dikinciler, Mahperi Mertoğlu, Mahir İpek ve Bilge Şen’in
oynadığı korku gerilim, ilk hikayeye göre daha öne çıkıyor ve başarıyı
yakalıyor.
Müyesser, zamanında lüks
ve bolluk içinde yaşamıştır. Sevgilisi Selim Kore Savaşı’na gitmeden önce geri
döneceğine dair söz vermiştir. Lakin aradan 50 yıl geçmiş; Müyesser başkasıyla evlenmiş,
oğlu Mesut da taşralı Berna ile hayatını birleştirmiştir. Hayat Müyesser’e Mesut dışında
istediklerini vermemiştir. Pişmanlıklarla dolu senelerin ardından tekerlekli
iskemleye mahkum olur ve oğlunun işi nedeniyle Kabuslar Evi’ne taşınırlar. 50
yıl sonra bir tanıdık Müyesser’in kapısını çalar; son bir dans için.
Serinin ikinci hikayesinde ev
biraz daha ön plana çıkıyor. Az da olsa diğer odalar ve bahçe kadrajın içine
giriyor. Böylece seriye daha kolay ısınıp, adının hakkını verir sahneler
seyredebiliyoruz. Geçmişe dönüşlerde kullanılan mekan, dekor, kostüm detayları
hafif bir tebessüm yaratıyor. Geçmişle bağdaştırılan sarı renk ise tozlu raf
misali kullanılıyor. Hem ışığı, hem geçmişi, hem de yok oluşu simgeliyor. Görüntü
kalitesi ve kamera açıları “Takip”
filmine göre daha başarılı geliyor. Ayrıca müzik de daha renkli hal
alıyor.
Eve taşınmayla başlayan
senaryo, sade yapıda ilerlemektedir. Çekirdek ailede tekerlekli
sandalyeye mahkum bir babaanne gelin zulmüne dayanır. Zamanla aslında
gelinin zulüm yapmasından öte yılların biriktirdiği sabır taşı çatlaması olduğu
ortaya çıkar. Yan hikayecikler aynı doğrultuda başarılı bir kurguyla devam
eder. Müyesser ve Berna karakterleri detaylıca işlenmektedir. Mesut sadece
gelin ve kaynana ilişkisi için bir araçtır; onu merak etmeye bile zaman
kalmıyor zaten. Öykünün devamında iç hesaplaşmalar ve pişmanlıklar su yüzüne çıkmaktadır.
İyi kimdir, nedir; gerçek nedir, kimdir soruları burada da soru baloncuklarını
havada asılı tutar. Kısa süresine rağmen izleyiciyi kendine çeker ve derdini
açıkça anlatır.
Hümeyra ve Çağan Irmak
çalışmalarına oldukça alışığız. Hümeyra sessiz fakat mimikleriyle konuşan bir
karakteri başarıyla ele almaktadır. Gelin Berna’yı oynayan 1969 Ankara doğumlu
Mahperi Mertoğlu ise oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Pek çok
televizyon projesinde sıklıkla seyrettiğimiz Mertoğlu, tiyatroya gönül vermiş
bir oyuncudur. “Çiçek Taksi”, “Şaşıfelek Çıkmazı”, “Sakin Kasabanın Kadını”, “Dilber”, “Yılan Hikayesi”, “Çatısız
Kadınlar”, “Bedel”, “Nasıl Evde Kaldım?”, “Yuvam Yıkılmasın”, “Kırlangıç”, “Ahh İstanbul”,
“Melekler Korusun” yer aldığı
projelerin sadece bir kısmıdır. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu
oyuncularındandır. Ne kadar başarılı olduğunu bir de tiyatro oyununda görmenizi
ümit ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder